24 Temmuz 2010 Cumartesi

Emir neler neler yapıyor?

    Hamza Emir 6,5 aylık ve ;

Artık rondosuz, rende ile katı gıdaları yiyebiliyor.

Ellerini çok rahat kullanıyor. Nesneleri bir elinden diğerine rahatlıkla geçiriyor.

Eline geçen eşyaları kasıtlı olarak yere atıyor. Biz alıp veriyoruz tekrar yere atıyor. Yere düşünce çıkan ses hoşuna gidiyor, gülmeye başlıyor.

Çok az bir destekle, hatta bazen desteksiz oturabiliyor.

Kızdığında saçlarını çekiştiriyor,yüzünü buruşturup eyiiiii diye bağırmaya başlıyor...

Sevindiğinde ayyyy diyor.

Bolbol gülücük dağıtıyor.

Geceleri yatakta fıldır fıldır dönüyor. Asla koyduğum gibi bulamıyorum.
Emekliyor,

Dişleri kaşındığı için çenemi kemirmekten zevk alıyor. Az da acıtmıyor veled!

Ayakta olan herkese gitmek için kolları bacakları ile uçmaya çalışıyor. Atta kavramı oluştu bile! İşe giderken ağlıycak diye ödüm kopuyor!

Odada asla 1 dk bile yalnız kalmıyor. Hemen ağlamaya başlıyor. Ancak yanındaysan yürütecinde duruyor.

Sürekli oyun istiyor. Mıncıklanmaya bayılıyor. Uykulu veya uykusuz olmadıkça kikir kikir gülüyor.

Soyunup giyinmek onun için işkence, asla sırt üstü yatmak istemiyor. Çoğunlukla oturtarak giydiriyorum.

Banyo yapmayı seviyor. Kafasını yıkarken biraz zorlansa da suyu seviyor.
Bazen bir oyuncağı kavrarken, birşeye uzanırken, bazen masayı dağıtırken ayaklarını kullanıyor.
Ve en güzeli :) "An nee" diyor!!!



12 Temmuz 2010 Pazartesi

Canım oğlum... Senin yerine ben hasta olayım... :(

Küçüğüm miniğim şominiğim 3 gündür hasta. Faranjit bir de üstüne üstlük küçük dilinin etrafında yaralar var. Yutkunurken bile acı çekiyor. Hastalık ve ilaç denen kavramla tanıştık sonunda :(
6. ayımız henüz bitmişken, düzenimiz keyfimiz yerindeyken, ek gıdalara baya bi alışmışken hepimizi derinden sarstı bu durum.

Bir de köyde sülale toplantısı ile çakışınca haftasonu bitmek bilmeyen bi çileye dönüştü.
40 kişi geldi ne yendi ne konuşuldu hiçbirşey anlamadan Emiri uyutmak, uyanınca susturmak, kimde ne yapıyor diye takip etmekle uğraştım... Sabah ağlama koması, ardından kendimizi hastaneye atışımız, Pazar günü nöbetçi eczane kovalamamız... Merhaba çocuklu hayat!

Acilde muayene sırasında öğrenmiş olduk lolipopum 9 kg ve 70 cm :) Maximumda yaşıyoruz hayatı :) Anneannesi oğlumu var gücüyle beslemeye devam ediyor :)
Oğlumun uzun ve havalı saçlarına veda ettik (20 Haziran 2010)
Her anne ilk saç kesiminden sonra üzülürmüş. Bütün akşam oğluma bakıp bakıp ağladım. Berberde ortalığı birbirine kattım, adama uçlardan al dedikçe kısalttı. Makasın kırılsın berber amca!

Yüzüne bakmaya kıyamadığım. Nefesim, hayat ışığım... Hemen iyileş anneciğim. Sen iyi değilken herşey kötü. Nasıl bir duygu bu? Gerçekten dışarıda atan kalbimsin sen benim. Şimdi anlıyorum, anne olmak, evlat sevgisi, analık.
Şimdi hissediyorum yüreğimi!...........................................................