29 Temmuz 2009 Çarşamba

16. Haftadayız, ama hala tam olarak öğrenemedik...

Canım Bebişim,
Eğer Cumartesi günü Yıldız Hanım cinsiyetinin kesin erkek olduğunu söyleseydi sana Canım Oğluşum diye hitap edecektim. Baktı baktı ama erkek veya kız diye bir tesbitte bulunamadı. Bacaklarını açıp biraz yukarı kaldırsaydın işimiz çok kolaydı oysaki...

Zaman zaman pelvis kemiklerimdeki ağrılar nedeniyle ayaklarımın üzerine basamamam konusunda da net bişey söylemedi. Egzersizlere başla dedi. Tam 16. haftadayım ve gebelik başlangıcından beri toplamda 3 kilo aldım. Bu haber de hoşuna gitmedi tabi dr hanımın. Sabahları simit, poğaça, börek üçlüsüne son verilip, kepek ekmeği, domates, salatalık 3 lüsüne dönüş yaptım. Bakalım kilo kontrolü sağlayacak mı:S

2-3 haftadır kendimi gündüzleri daha zinde hissediyorum, Sürekli uyku eğilimi gitti. Daha enerjik, daha rahatım. Ancak akşamları için değişen birşey yok:( Eve geldikten sonra en fazla 2 saat ayakta durabiliyorum. 9 da yatıp sabaha kadar uyuyorum. Akşamlardaki bu verimsizlik nereye kadar sürecek...Üstelik egzersizlere de başlamadım.

Karnımın belirginleşmesinden dolayı şimdilik badem yağı aldım ama onu da kullanmıyorum...

Tembelim, iş güç hiçbişeye elimi sürmüyorum. Hayat öyle kendiliğinden gidiyor. Aslında kendiliğinden de değil. Sevgili can yoldaşım herşeyi kolaylaştırıyor benim için...

Buraya yazmayalı baya zaman oldu. Gündüzleri nete girme fırsatım olmuyor yoğunluktan... Akşamları da az önce söylediğim gibi, YOK...

Bu hafta sonu akraba günü bende. Bu gün tantanasını hayırlısıyla atlatayım, hemen odanın dekorasyon işine başlıycam. O zaman buraya daha sık daha dolu dolu şeyler yazabileceğim...

Şimdilik mesai saati geldiğinden dolayı burada kesiyorum...
En kısa zamanda geri dönmek üzere...
Sevgiyle...

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Canım bir film çekti... Ve...

Amerikan Filmi aşerdim. Sarışın kadın sarışın adam olmalı, romantik bişeyler olmalı diye daldım korsan film satmayan bir dükkana. Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi' ni aldım çıktım. Nasıl bir mutluluk nasıl bir huzur tatmin duygusu bu böyle... Hayatım boyunca yiyecek şeyler canı istemiş 10 dk da ne menüler saymış döktürmüş (söz ile malesef) biri olarak, bu hamilelik denen garip dönemde canımın film çekmesi, mekan çekmesi, sakız çekmesi inanılacak gibi değil...

2. Dünya savaşının bittiği gün bir bebek doğar ama yaşlıdır... Annesi doğumda ölür babası bebeği bir evin kapısına bırakır. Zenci kadın bebeği alır sahip çıkar... Dede olarak başlayan bir hayat, yaşlanmış sevgilisinin kollarında bebek olarak son bulur.

Hayat tersten böyle yaşanır. Detaylar ilgi çekici. Gençlik iksiri bulunsa, aşırı dozda kullanılsa ve panzehiri olmasa insan hayatı bu filmden farklı olmazdı...

Çok düşündürücü bir film değildi, sonuçta bilim-kurgu. Ama Brad Pitt vardı. Teknik vardı. Başka bir dünya vardı...


16 Temmuz 2009 Perşembe

Zaman geçiyor, bekliyorum bak....

Ahh hayat böyle bir şarkı sözünün bir mısrasında geçiyor bazen... Zaman su gibi çağlaya çağlaya akıyor... 15. haftadayız. Haftaya 4 aylık olucaksın, bir de bakıcaz ki dünyaya gelmişsin... Küçücük varlığın kollarımda, yükün omuzlarımda, sorumluluk dizlerimi aşmış tepeme çıkmış...
Şimdiden korku sarıyor. Sana nasıl bakıcam, ya hasta olursan, ya çok ağlarsan :(

Arkadaşlarımın yeni doğan bebeklerini kucağıma alamaz oldum. Dün akşam 2 aylık Nil Sudem'i ziyarete gittim. Ona baktıkça seni özledim, seni merak ettim. Eskiden içimden gelen bebek mıncırma duygusu gitmiş, başka duygular gelmiş. Bebek demek oğlum demek olmuş... Şefkat demek emek demek nimet demek... Tabi ki değişiyorum, daha kimbilir ne kadar hayret edicem kendime bakıp bakıp...

Haftasonu için yine alışveriş planları yapamıyorum... Moralim bozuluyor. Her haftasonu bir düğün, bir sünnet... Ya da fazla mesai, evde yat dinlen şeklinde geçiyor. Oysaki ben senin için gezip güzel ciciler almak istiyorum.

Blogun çok renksiz, çok durgun oldu biliyorum. Ama neler yaşıyorsam buraya onları yazıyorum. Daha önceden hayal ettiğim gibi olmuyor. Hamile olursam şöyle yaparım böyle yazarım diyodum, yapamıyorum. İşyeri kafamın ve zamanının büyük çoğunluğunu alıyor. Yorgunluğu ayrı bir konu. Yaz aylarındayız ama herakşam evdeyim. Bu kış zor geçicek !

Az önce ananen ile konuştum telefonda... Deden ordan "Emirin doğumgünü ne zaman" diye bağırdı. Herkes seni bekliyor oğluşum. Heyecanla :D

Minik ellerinden minik ayaklarından öpüyorum taa içimden en içimden gelerek...

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Emir

Bebeğim,

Eğer cinsiyetin kesin "erkek" ise adın da kesin "Emir"!!!...

Anneciğin düşündü taşındı, sana böyle hitap etmek istedi.


Sen bana bir emirsin... O'nun emrisin...

İsmini duyup da beğenmeyen olmadı henüz... Mutluyum...


Emir!

Emir!!

Emir!!!


8 Temmuz 2009 Çarşamba

Bebek arabamız, binbir beygir gücünde olmalı...

O'nun arabası vaaar...Güzel mi güzeell...
Bastı mı gazaaaaaa, gider mi gideeerrrrr...

Annesi ile uzun yürüyüşlere, alışverişlere çıkacak...Hiç ağlamıycak arabasından şirin şirin gülücükler saçacak benim oğlum etrafa...

Ah ne çok toz pembe hayaller içindeyim:D

Alışveriş sitelerinde geziniyorum... Bir excel liste yaptım. Alacağım şeyleri sıraladım.
İlk sırada bebeğimin arabası var...
Hangisini alsak ?
Oooo piti piiiiti, Kalemeta sepeti....



Pierre Cardin Alpine modeli...

Hem şık hem kullanışlı...

400.00 TL








Hafifliği ile meşhur, tek yönlü, İtalyan tasarımı...

Kimin tasarladığı önemli değil...

650.00 TL







Baston Tipi Chicco tek yönlü bebek arabası...


Çift yöne ihtiyacım olur mu acaba?

260.00 TL







Chicco nun For Me modeli, çift yönlü kullanıma sahip modeli.

722.00 TL

4 Temmuz 2009 Cumartesi

Sen Benim En Kıymetlimsin!!!

Sen Benim En Kıymetlimsin
En Güzel Vazgeçilmezimsin
Sen Benim En Kıymetlimsin
Sevmekle Bitmeyenimsin
Sen Benim Hakikatlimsin
En Derin En İçimdesin
Sen Benim En Güzel Derdimsin

Dinleyip duruyorum iki gündür... En kıymetlim, aklıma geliyosun, bu şarkıyı mırıldanıyorum... Kenan Doğulu bu şarkıyı bizim için okumuş bebeğim...

Bugün günlerden Cumartesi... Haftaiçi bitmeyen işleri tamamlamak için erkenden kalktık,babanla hazırlandık, Yusufu da aldık yollara koyulduk. Harika bir pastaneden kahvaltılık bişeyler alıp işe geldik. Beni bırakıp eve döndüler...

Sonunda cinsiyetini öğrendik. Beklenenden çok çok erken oldu ama güzel oldu :D

Artık alışveriş rengimiz mavi... Deli mavi :) Özgürlüğün, sonsuzluğun rengi mavi... Denizin, gökyüzünün, serinliğin rengi mavi...
Artık, bebek eşyalarını görünce kara kara düşünüp, Pembesini veya mavisini beğenip, sarısını alma mecburiyetinden kurtulduk :D

Canım oğluşum... Bir erkek annesi olacağım, inanamıyorum... Hamileliğimin en başından beri erkek olduğunu hissediyordum. Yanılmadım. Genelde yanılırım ama yanılmadım...
En kıymetlim, sevmekle bitmeyenim, şu işler azalsa da seninle daha çok ilgilensem, daha çok hazırlık yapsam... Mavi mavi dolaşsam çarşı pazar...
Seni çok seviyorum nazar boncuğum, miniğim, umut kaynağım...

3 Temmuz 2009 Cuma

Oğluşum,

Sana oğluşum diyorum ilk kez,

Rüyalar, hayaller, hayat maviye boyandı dün...

Doktor "büyük ihtimalle erkek" dedi.

Yanılma payını göz ardı edip, kesin kabul ettik hemen...

Artık bir adım daha gerçeksin...

:)

Oğluşum...