27 Eylül 2009 Pazar

25.Hafta... Emir'in Odası - 1

Meleğim, odanı boyattıktan sonra fırsat bulup fotoğrafını çekememiştim. Haftasonu park yatakını yerleştirdik ve sticker ları duvarlara yapıştırdık. Tabi hemen birkaç fotoğraf çektim bloguma eklemek için.

Duvarlar Yavru Filli Boya...


Stickerları daha önce yazmıştım. Burada...
Haftasonu pazar günü 2 saat hariç hep evdeydim. Anneanne, teyze ve minik böceklerimle bol bol vakit geçirdim. Pazar günü de daralıp bunalmamak için ve hatta biraz da yürüyüş yapmış olurum diye çıktık. Sana birkaç kıyafet aldık geldik :D
İşte benim en büyük mutluluğum, senin için birşeyler yapmak !!! İçinde sen olan her konuşma, senin için yapılan herşey benim mutluluk sebebim...

Miniğim benim az kaldı, Cuma günü seni görücem... Yine sabırsızlık sardı beni...

25 Eylül 2009 Cuma

Bebeğin olunca değişen 42(?) şey...

Her ne kadar içimdeken, güvende ve rahat olduğunu bilsem de, yüzün, ellerin, parmakların, dizlerin, heryerini merak ediyorum. Gözümün önünde olsan daha iyi olacakmışsın gibi geliyor.

Aslında sen gelince herşey değişecek biliyorum. Az önce blogcu annenin sitesinde bir yazı dikkatimi çekti. Baby Center websitesi, yazar Rebecca Wolf’un kaleme aldığı, “Bebek olunca değişen 15 şey” diye bir liste yapmış. Okuyunca sabırsızlığım kat kat arttı. Link burada ... Yazıyı kopyalıyorum.

Çeviri ve ilaveler için teşekkürler Blogcu anne :)

1. Gülleri koklamaktan vazgeçersin, çünkü kucağında bebeğin vardır.
2. Bir zamanlar korkusuz bir insan olduğunu düşünürken şimdi zaman zaman korktuğunu fark edersin.
3. Çocuk sahibi olmak için yaptığın fedakarlıklar fedakarlık gibi görünmemeye başlar.
4. Nihayet vücuduna saygı duymaya başlarsın.
5. Anne-babana saygı duymaya başlar, onları bambaşka bir şekilde sevmeye başlarsın.
6. Bebeğinin çektiği acının seni kendi acından daha fazla yaraladığını fark edersin.
7. Çocukken söylediğin şeylere yeniden inanmaya başlarsın.
8. Hayatından seneler önce çıkmış olması gereken insanlarla kopmaya başlarsın.
9. Kalbin çok daha kolay kırılır.
10. Gün içinde 234,836,178,976 kere bir başkasını düşünürsün.
11. Her gün bir sürprizdir.
12. Vücudun fonksiyonları iğrenç gelmemeye başlar. Hatta tam tersi seni mutlu eder. (Yaşasın kaka!)
13. Aynada kendine bakmak yerine bebeğine bakarsın.
14. İstesen de istemesen de sabahları uyanmaya alışırsın.
15. Sınırsız sevgin adeta insanüstü bir güce dönüşür.


Baby Center annelerinin ekledikleri ise böyleymiş :

1. Tek bir dişle ilgili söylenecek ne kadar çok şey olduğunu keşfedersin.
2. Asıl mutluluğun parasal bolluktan kaynaklanmadığını fark edersin.
3. Güneşin nereden geldiğini bilirsin.
4. Sahip olmak için can attığın ayakkabıları almaktansa plastik bir bisiklet almayı tercih edersin.
5. Yapış yapış olmalarına rağmen lolipopların sihirli güçleri olduğunu fark edersin.
6. Cuma akşamı saat 9’da uyumak sana koymaz.
7. Sessizlik mi? O da ne?
8. Bir türlü kurtulamadığın 8 kiloya aslında gerçekten değdiğini fark edersin.
9. Varlığından daha önce haberdar olmadığın bir iç gücün olduğunu keşfedersin.
10. Artık saati kurmazsın çünkü programını bebeğin yapıyordur.
11. Çocuğu çığlık çığlığa bağıran annelere “Şunu susturamazlar mı?” bakışı yerine “Ne hissettiklerini biliyorum” bakışı fırlatırsın.
12. Eskiden “bebeğim” dediğin köpeğin artık sadece bir köpektir.
13. Geç kalacağını bilsen de daha fazla öpücük için zaman harcarsın.
14. Duş alabilmenin bir lüks olduğunu öğrenirsin.
15. Tamamen yabancı birini sevebildiğini fark edersin.
16. Kendini dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışırken bulursun.
17. Daha önceden ilk görüşte aşka inanmasan bile artık inanırsın!
18. Susam Sokağı’nı entelektüel katkıları yüzünden takdir etmeye başlarsın.
19. Her habere anne bakış açısıyla baktığın ve üzüldüğün için haberleri seyretmeyi bırakırsın.
20. Hayatı daha fazla seversin, işte bu kadar! Küçücük bir insan ve ona olan sevgin yüzünden her şey daha güzel görünmeye başlar.
21. Niçin göğüslerin olduğu sorusunun cevabını nihayet bulursun.
22. [Baby Center'ın listesindeki] 2 numaraya cevap olarak: Bir zamanlar korktuğun şeyler olsa da artık korkusuz olduğunu görürsün. Eskiden çok çekingen ve utangaçtım ve her lafın altında kalırdım. Ancak şimdi, çocuklarım söz konusu olduğunda içimdeki cadıya uyup aklıma geleni söylüyorum!
23. Diğer insanlardan bulduğun destek seni şaşırtır, çünkü bu desteği verenler aslında hiç de beklemeyeceğin insanlardır.
24. Artık hiçbir şey sadece senin değildir. HER ŞEYİ paylaşırsın!
25. Hayatta neler başarmış olursan ol, çocuğuna bakar ve “HARİKA bir iş çıkardım!” dersin.
26. Çocuğun için kendine daha iyi bakmak istersin.
27. Sadece sesli harfleri kullanarak harika diyaloglarda bulunabilirsin: Aaaaaa, uuuuuu gibi…


Haydi evde birşeyler yapalım... Hazırlayın kumaşları patikler geliyor renk renk:)

Kış geliyor, havalar soğumaya başladı. Dahası gittikçe şişiyorum, hamilelik terminolojisinde "ağırlaşıyorum" dolayısıyla canım dışarı çıkmak istemiyor.
Evde boş boş oturmayı bilmeyen biri olarak, oyalanacak birşeyler bulmam lazım.
İnternette biraz araştırma yaptım. Çok tatlı bebek patikleri yapımı ile ilgili bilgiler buldum. Tığla şişle arası iyi olmayan bayanlar için(yani ben) birebir.
En kısa zamanda renkli keçeler, aksesuarlar, kumaşlar alıp seri patik üretimine geçicem inşallah.
Ha bir de bu patiklerin 0-3 ay ve 3-6 ay arası bebekler için kalıplarının ve yapımının anlatıldığı pdf dosya var.

Ona da buradan ulaşabilirsiniz... Tık tık...

Bu patiklerden birkaç örnek :



Alıntı :
http://www.flickr.com/photos/anikah/384232942/







Alıntı : http://www.flickr.com/photos/27758422@N07/3303145988/







Alıntı :
http://www.flickr.com/photos/debdidit/3495244875/

22 Eylül 2009 Salı

24.Hafta Şeker Bayramı... Kocaman bi bayram(!)...

"Aduuuuuu ket!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!"

Oğlu, yeğeni kardeşi yada bilgisayarda oyun oynayan bi veled tanıyan varsa "aduket" kelimesinin anlamını bilir...

Hatta 90'lı yıllarda "Street Fighter" veya "Mortal Kombat" gibi oyunlarla bir şekilde haşır neşir olanlar da...

İşte içimdeki kıpırtılar artık aduket hareketlerine yerini bıraktı. Üstelik sadece yatarken değil, yürürken, yemek yerken, konuşurken ve çalışırken de...

İnsanların yanında aniden "canım oğluşum, agudugu" gibi sesler çıkarınca komik duruma düşüyorum.Kaynanam eşime hamileyken karnında feci derecede hareketliymiş. Acaba git gide babana mı çekiyorsun?

Bugün bayramın 3. günü... Ve henüz sabahın en erken saatleri...
History olsun diye azcık bayramdan bahsedelim. Karnımda değil de kucağımda olsaydın, diğer bloggerlar gibi bayramlıklarını giydirip fotoğrafını çeker ve burada yaptıklarından bahsederdim. Ama malesef hala rutin sıkıcı bayramlardan birini yaşıyorum.

Peki bayram tatili dedik, iple çektik de ne oldu? Arefe günü, çarşıda bol koşturmalı kısa bi alışverişten sonra Akçakocaya gitmek için yola çıktık. Uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra iftar saatinde köye vardık. 1. gün akşam saatlerinde de eve döndük. Bu yorgunluk nasıl geçer diyordum ama çok şükür sıkı bir uyku ile kendimize geldik. 2. gün kısa mesafe 1-2 akraba ziyareti, bol tatlı, bol muhabbet...

Akçakocada beni gören herkes "Tombik gelin, kilo almışsın, şişmişsin" tarzı cümleler kullandı. Çok kararlıyım, doğumdan sonra zayıflayıp, köydeki o komşulara çaya gidicem. Daracık bi pantul giyicem havamı atıcam, sefam olsunnnnnn...

Madem değindik kilo mevzusuna yine history olsun diye azcık istatistik vereyim. 24. haftadayız, yani tam 6. ay, totalde 8 kilo almış bulunmaktayım. Sağlık olsun diyorum. Bayramdan sonra tatsız diyete devam :)

Gözlerim kapanıyor. Mektubuma burada son verirken, okunmayan blogumu okumayan herkesin ve tüm İslam aleminin Ramazan Bayramını kutlar, büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden hasretle..................................STOP

16 Eylül 2009 Çarşamba

23. Hafta...Fotoğrafların için albümler hazır bile...



Oğluşumm, güzel fotoğraflarını koymak için http://www.bebekhediyelikleri.com/ adresinden 2 tane ahşap fotoğraf albümü aldım. Ayrıca birbirinden şirin 4 tane bebek askısı :D
Senin için alışveriş yapmış olmak, normalde alışverişin gösterdiği etkilerden daha daha kuvvetli:D Kargo işyerine geldiğinde sevinçten ağlıycaktım...
http://www.bebekhediyelikleri.com/ koliye bir de oda termometresi eklemiş :D
Özenli paket ve hızlı kargo için buradan tüm ekip üyelerine teşekkür etmek istiyorum...
Memnuniyetim hat safhada...
Canım bebeğim,
Odanla ilgili çalışmalara başladık. Yavaş ilerlesek de, sindire sindire gidiyoruz. İlk fırsatta odanın yeni renkleri ile burayı renklendireceğim...
Duygusal annen seni çok özledi... Minik bebeğim benim...

7 Eylül 2009 Pazartesi

21.Hafta Dr. kontrolü ve şükretmek için binlerce neden...

Neler yazıcam nasıl yazıcam gerçekten bilmiyorum. Şuraya 3 nokta koysam ve olağanüstü ultrason görüntünle blog yazımı tamamlasam olmaz mı acaba...

Canım oğlum, Cuma günü sabah erkenden büyük bir heyecanla uyandım, kendimi zorladım ama uyuyamadım. Seni göreceğim için hem çok heyecanlı, hem de doktorun yapacağı detaylı ultrasondan dolayı endişeliydim. Kalbimin gümgüm sesleriyle evden çıktık, ilk olarak mahalledeki sağlık ocağına uğrayıp Fethiye Ebe ile aşılarım hakkında konuştuk. Tansiyonumu ve kilomu merak etti. Sağolsun unlu, tuzlu tüm yiyecekleri yasakladı. Birsürü azarladı ve yolladı...

Moral bozukluğu ile tekrar yollara düştük. Bu hastane ve doktor bizim için yeni, sanki ilk kez seni görecekmişim gibi heyecan içimde...

"Neden bu kadar özledim, keşke daha erken bir güne randevu alsaydım..."
"Neden bu kadar özledim, keşke daha erken bir güne randevu alsaydım..."
"Neden bu kadar özledim, keşke daha erken bir güne randevu alsaydım..."
"Neden bu kadar özledim, keşke daha erken bir güne randevu alsaydım..."

Doktorumuzla sonunda tanıştık. Son derece güleryüzlü, rahatlatıcı, huzur verici bir bey. Sık sık espriler yapıyor. Bu da mesleğindeki rahatlığı ve işine olan sevgisini gösteriyor bence.

Tüm yakınmalarımı dinledi, hepsi için bir çözüm üretti, bolbol tavsiyelerde bulundu.
Şekerimin yüksek çıkma durumuna karşı erken de olsa şeker yüklemesi testi istedi. Temkinli olması hoşuma gitti.

Sabah tuzlu ve unlu gıdalardan sonra, bu doktor da tatlıları yasakladı. Hatta bir diyetisyene gitmemi bile tavsiye etti.

Seni görmüş olmak beni öyesine rahatlattı ki, hiç yemek yeme aç kal 10 gün 10 gece dese ona da razıydım. Doktor bey sağlıklı bir bebek olduğunu söyledi ya, ne söylediyse biz sırıtarak, "evet tamam peki" dedik durduk.

Dünyanın en güzel bebeği, bize çok güzel pozlar verdin. Doktor 37 tane fotoğrafını çekti, CD ye yazdı verdi :D Hatta birini seç çıktı alalım dedi, oturduk senin pozlarından net olanı seçtik:) Tabii ki buraya o fotoğraflarını koymıycam. Korkuyorum, nedensiz olsa da...:S

Fotoğrafını gören herkes seni bana benzetti. Bakalım bizi şaşırtacak mısın:D
Bu ayağın:) Buna benzer bir de el fotoğrafın var:) Fotoğraflarına bakıp bakıp senle konuşuyorum.Meleğim... Şimdiden özledim:(

2 Eylül 2009 Çarşamba

Oğlak Olacak Oğlum Benim...:)

Hiç oğlak burcu erkeği görmedik değil ama karakteristik özelliklerine fazla odaklanmamışım demekki... Oğlak burcunu araştırma gereği duydum...
Oğlak bebeği, oğlak kadını, oğlak erkeği demeksizin en oğlak yönleri çıkardım...
Çok korkutuluyorum, inatçı oğlak erkeği ile başaçıkmanın zorluklarını çok dinliyorum bu günlerde...
Bi bakalım dedim neymiş bu burç...

http://www.astroloji.org/oglak1.asp linkinden alıntı :

OĞLAK (22 Aralık - 19 Ocak)
  • Öncü nitelikteki Oğlak burcunun insanları eylemci bir ruha sahiptir.
  • Kararlı, sebatlı ve inatçı yapıları sayesinde, girdikleri yoldan, kilitlendikleri hedeften vazgeçmeleri mümkün değildir.
  • Liderlik ve kural koyma özellikleri taşıyan Oğlak, genellikle yönetici ya da idareci konumundadır.
  • Pragmatik yapısı sayesinde, hedeflediğine ulaşmak için muhakkak bir yöntem geliştirir.
  • Dağ keçisiyle sembolize edilen Oğlak, tepelere tırmanmak için metodik yöntemler, sağlam araçlar kullanır.
  • Statüko ve otorite Oğlak burcunu etkiler. İnisiyatif kullanabilirliği ve sorumluluk almaktan kaçınmaması başarısının temel anahtarıdır.
  • Takdir edilmek ve saygı duyulmak ihtiyacı yoğun olan Oğlak, zayıf yanlarını, beceriksizliklerini açığa çıkarmaktan hoşlanmaz. Bu sahte gurur, genellikle insanlarla mesafeli bir ilişkinin doğmasına neden olur.
  • Savunmacı ve kendinden emin tavrının altında kimi zaman özgüven eksikliği de hissedilebilir. Güvensizliği ve korkuyu zayıflık olarak nitelendiren Oğlak, bu duyguların kendisinde de olabileceğini kabul bile etmek istemez.
  • Oğlak insanları her tecrübenin, kendilerine olası katkılarını hesap eder. Fiziksel eylem, duygusal analiz ve mantık yürütme her zaman daha sonradan gelir. Özellikle deneyimlerinden elde ettikleri elle tutulur avantajları saptamak, harekete geçirici bir unsurdur.
  • Oğlak istediği amaca ulaşacağını düşündüğü zaman, hiç yorulmadan, uzun saatler boyunca istikrarlı bir şekilde çalışabilir. Eğer verilen emeğin sonunda bir çıkar yoksa, Oğlak için çalışmanın da anlamı kalmaz.
  • Espri yeteneği ve duygusu oldukça gelişkin olan Oğlak insanı, kendisi espri malzemesi olduğu zaman şiddetle tepki gösterir.
  • Yapılanma ve gerçeklik gezegeni Satürn tarafından yönetilen Oğlak yaşamın her alanındaki sınırlarını bilmek ve anlamak ihtiyacındadır.
  • Erken yaşlardan itibaren geleneksel değerlere, kurallara ve düzenlemelere, topluma paralel düşünce ve davranış şekline kolayca adaptasyon sağlar. Daha sonra kişisel yaşantısında bunları reddetse bile, amaçlarına ulaşmak için sistemin içinde bulunmayı tercih eder.
  • Oğlak bir sistem, kısıtlamalar, kurallar ve düzenlemeler olmadan, amaçlarına ulaşmakta zorluk çeker ve hatta yolunu kaybedebilir. Kurallar ve düzenlemeler ile, içinde bulunduğu sistemi ve toplumsal yapıyı anlamaya çalışır. Oğlak için bir şeyin gerçekliği anlaşıldığında, onu manipüle etmek ve kontrol altına almak çok daha kolaydır. Bu yaklaşım genellikle Oğlakların iş dünyasında öne çıkmalarının en temel nedenidir.
  • Genellikle Oğlak yaşından daha büyük gösterir ve gerçekten de yaşına göre çok daha olgundur.