
Herşey kötü giderken çiçekçinin kollarında bir çiçekle ofisin kapısından girişi beyaza, pembeye boyar herşeyi... Aklında ilk "kime?" sorusu uyanır...Sonra isminiz duyulur "Tuğba hanım?"
Evet evet o benim... O çiçekler benim...
Üzerindeki notu okumak istemezsiniz hemen, zaman geçmese de, hep o anı yaşasam dersiniz...
Bu zorlu hayat yollarında O'nunla yolculuk yaptığınız için mutlu olursunuz notu okuyunca... İyiki eş olarak O'nu seçmişsinizdir. İyi ki yanınızda o vardır...
Günlük yaşanan saçma sıkıcı zarar verici olaylar dağılır, unutulur, çocuk olmayı hatırlarsınız...
Tabi bazen de durum tam tersidir....
Sözcükler yıkıcıdır, yaralar, ateşe verir içinde açmış çiçekleri... Kalbini deler geçer, göğüsten girer sırtından çıkar, kapanmayı bekleyen delikler açar yürekte...
Çocuğun acizliği hüküm sürmeye başlar bedende. Akıl saati durmuş, kalp dili susmuştur. Nereye gitsen, nereye saklansan birşey değişmeyecektir. İçin buruk, yüzünde etrafa hissettirmemek için botoks gibi bir donukluk...
İşte böyle gider gelir insan iki dünya arasında... Dünya mı güzeldir, ahiret mi?Gitmek mi zordur kalmak mı?
Söylemek mi kolaydır susmak mı?
Buralara yazarsınız futbol maçı anlatır gibi, ya da şarkının notalarına vurur gibi...
İner çıkarsınız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder