6 Haziran 2009 Cumartesi

Kalbin kalbimdir, kalbim kalbin...

Bebeğim,

Günlerdir beklediğim an sonunda geldi çattı. Merakla hasretle bazen acabalarla beklediğim doktor randevuma babanla gittik. Yıldız Hanım bizi çok ama çok iyi karşıladı. Ona olan güvenim bir kat daha arttı. Seni 2. kez gördük. Ama bu kez daha net, daha büyümüş olarak. En inanılmaz olan ise kalp atışlarını duymamdı. Sevinçten ağlamak böyle oluyormuş. Hem ağladım hem dakikada 170 kere atan kalbinin sesini dinledim. Annen o kalp atışlarının her birine kurban olur...

Meleğim,

Sana sahip olmak harika bişey. Randevudan sonra çarşıda dolaştığım her dakika ve şuan dahil, içimde büyüyen ve kalbi olan seni sevmekle, seni düşünmekle geçirdim. Bloguma yazmak için sabırsızlandım, defalarca babana, "inanamıyorum, içimde yaşıyor ve büyüyor" diyip durdum. Rabbimin bir mucizesi... Sana hayat veren Allah, kalbini içine koydu, çalışmasını sağlıyor. Günden güne büyümeni sağlarken bir yandan da beni anneliğe hazırlıyor. İnsanın aklının sınırlarını zorlayacak kadar içinden çıkılmaz bir durum. Şu an şu kanepede, şu dakikaları yaşayıp, şu satırları yazabildiğim için, anlattıklarım için O'na şükürler olsun...

Yıldız Hanıma teşekkür edip, bulutların üstünde uçarak, bir haftadır gitmek isteyip de gidemediğim kitap fuarına gittik. İçimden bebeğimle ilgili bir sürü kitap alıp hepsini okumak için aşırı bir istek var. Ama bazı kitapları da görüp ilk göz ağrım, yaramaz, uslanmaz, ele avuca gelmez yeğenim için aldım:

Veee kendim için aldığım kitaplar :


Bugün normal hayattan tamamen soyutlanmış hissediyorum. Sadece seninle varlığınla olmak bile bana ömür boyu yetecekmiş gibi. Sütümü içip yatıcam çünki bugün ikimiz de çok yorulduk. Seni seviyorum bebeğim... Sen benim bu dünyada elime verilmiş en büyük hediyem en büyük sevincimsin....

Hiç yorum yok: