25 Kasım 2009 Çarşamba

Canım Babaannem... Mekanın Cennet olsun...:(:(:(

Bu sabah telefonun alarmı yerine, çağrı sesi ile uyandık. Babaannem vefat etmiş. Aslında birkaç gündür amcamlar, halam, babamlar hep başında bekliyorlardı. Günler öncesinden "ben gidiyorum" demişti. Önce konuşması kesildi, yemek yemesi, sonra hareketleri, sonra gözleri kapandı dünyaya ama hep nefes alıp verdi. Nefes alması aramızda demekti. İyi olabilir, iyileşebilir demekti. Nefes alması durmuş dün gece. Sabah onu odasında yere uzanmış, özenle bir çarşafa sarılmış gördüm. Nefes almıyor olması ne kötü bi gerçekti. Ağladım sustum hiç bişey değişmedi. Acı bir gerçek...:((
Gün boyu gelen giden, baş sağlığı tebrikleri, yıkama işlemi, cenaze namazı, köye defnetmemiz, yine misafirler, eş dost ve son vazifelerin hakkıyla yerine getirmiş olmanın verdiği huzurla eve dönmemiz. Geldiğimden beri bulanık bulanık bakıyorum. Sanırım yaşadıklarıma göre kat kat fazla yıpranmışım, gün içinde farketmemişim. Uyuyamayınca bişeyler yazayım buraya dedim.
Artık dünyada anneanne, dede, babaanne kalmadı... Yaşlılar ölüyor, orta yaşlılar yaşlı oluyor, gençler orta yaşlı, bebekler çocuk, çocuklar genç. Hatta bu arada birileri dünyaya merhaba diyor. Çok garip, kabullenmesi akla uydurması çok güç bir döngü.
Canım babaannem, mekanın bu çiçekler gibi renk renk, cennet bahçeleri gibi olsun.
Buraya karamsar bir fotoğraf eklemek istemedim.
Çiçekleri çok severdin. Seni burada çiçeklerle uğurlayayım istedim.
Huzur içinde yat...
Fotoğraf buradan alıntıdır. Eser sahibine teşekkürler...

Hiç yorum yok: