29 Mayıs 2009 Cuma

Seni beklerken...

Sevgili bebeğim, sevgilim...
Yeni aşkım. Yeniden aşık olmak harika... Aşk için acı çekmek, aşkı için beklemek nasıl güzelse, seni beklemek de öyle güzel.

Herkes erkek olacağın, baban kız olacağın tahmininde bulunuyor. Kız olacağını düşününce, seni süsleyip püslemenin heyecanını duyuyorum. Ama büyürken karşılaşabileceğin zorluklar ve kız çocuğu büyütmenin elde ateş topu taşımak gibi olduğu fikri omuzlarımı çökertiyor. Kız veya erkek olman bu yüzden hiç önemli değil.

Önemli olan anne ve baba olarak seni ne kadar iyi eğitebileceğimiz. Sana hayatın boyunca öğreteceklerimiz. Seni ayaklarının üstünde dimdik durabilen, başarılı ve mutlu bir birey olarak görebilmemiz. Her anne baba hayırlı evlat ister. "Hayırlı" kelimesi çok geniş bir anlam taşıyor, belki herkes için farklı şeyler ifade ediyor ama Rabbim seni bize hayırlı bir evlat kılsın. Cinsiyetinin renginin şeklinin kime benzediğinin hiç bir önemi yok. İyi ol bana yeter.

İki gündür evde yapılmış sade kek ile peynir istiyor canım. Dün akşam İkkuş teyzen(parantez içinde anlatmakla bitiremem) tarçınlı çikolatalı kek ikram etti bize.
Bu sabah da Nilgün (yan masada oturan iş arkadaşım, onunla da tanışacaksın) bir tepsi kekle geldi işe :D Gördüğün gibi herkes bize çok iyi bakıyor. Öğlen kekli, peynirli, domatesli, salatalıklı parti var:)

Sana anlatacak daha birsürü şey var kısa kısa geçmek istemiyorum. Ayrı başlıklar altında yazıcam. Mercimeğim, Yusufun tabiriyle "meemecik" :) Kokluyorum seni...

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Elif Teyzen artık bir ANNE!...

İşte Ahmet Berat :)
Birsürü teyzen var mercimeğim. Hepsiyle tanışacaksın. Birsürü de kardeşin abin-ablan olacak :)

Elif teyzen dün doğum yaptı. Aylardır sabırsızlıkla beklediğimiz Ahmet Berat 26 Mayıs 2009 yani dün dünyaya gözlerini açtı. En kısa zamanda seninle Elifi ve Ahmet Beratı ziyarete gidices:) Onları görmeye seninle gideceğim için çok mutluyum.

Artık onlara gittiğimizde 3 kişi karşılıycak bizi. Heran varlığını hissettiren yeni bir patron olacak evde:) Gezmeler tozmalar, gece muhabbetleri tvde sinema keyifleri bölük pörçük alel acele olacak. Berat üşümesin, Berat ağlamasın diye herkes etrafında seferber olacak. Her hareketi, her öğrendiği mutlu edicek bizi...:)

Yine şirkette, işlerin arasından soluklandığım bir zamanda yazıyorum sana. Beni üzmüyorsun. Ara ara mide bulantılarım dışında hiçbir sıkıntım yok. Ona da sıkıntı diyemem. Sen bana verilmiş en büyük en değerli hediyesin...

Küçükten bile küçük mercimeğim benim...
Bugün ve yarın ve hep Allaha emanet ol....

24 Mayıs 2009 Pazar

Bunların hepsinden istiyorum -1

Evlilik hazırlıkları sırasında düğünden 6 ay önce babanla evimizi tuttuk, içinde henüz hiç eşya yokken iki sallanır tv koltuğu ve bir LCD tv satın aldık :)

Şimdi biliyorum çok erken ama içimden sana böyle harika çoraplar, patikler almak istiyorum...
Annenin ne kadar aceleci ne kadar sabırsız olduğunu anlıycaksın :)




Mercimeğime anneden güncel haberler:)

Benim minnacık küçükten bile küçük mercimeğim,
Bugün günlerden pazar, ve ben işe geldim çalışıyorum. Anne çalışacak büsürü tomarla para kazanacak, sonra mercimeği ne isterse alacak. Mercimeğinin hiçbirşeyini eksik etmiycek, onu en güzel okullarda okutacak....

Kendimi böyle motive edip işe var gücümle asılıyorum. Hem nazlı ve çekilmeyen yönlerimi açığa çıkarmamış oluyorum, hem de ileride aksatma ihtimalim olan işleri şimdiden hızlandırmaya çalışıyorum.

Anne ve babamın kucağında dizlerinin dibinde senelerce yaşayabilirim. Az önce yanlarındaydım. Bekarken değerini anlayamadığım anne ve babamın evlendikten sonra kıymetini anladığımı zannediyordum, ama şuan hamile olduğumdan sanırım bir kat daha değer kazandılar gözümde. Ne kadar kutsalmış anne ve baba olmak... Bu yüzden bir anne adayı olarak çok şanslıyım. Allahıma teşekkür ediyorum sonsuz kere bana bu duyguyu tattıracak, senin aracılığın ile...

Kokulara karşı aşırı hassasiyet duymaya başladım. Pişen hiçbirşeyin kokusunu sevmiyorum. İyiki gündüzleri çalışıyorum da akşam eve geldiğimde herşey pişmiş oluyor. Tabi sen bilmiyorsun nasıl pişiyor bu yemekler:D Teyzenle tanışacaksın mercimeğim:) Yarı annen olacak o senin. Şimdiden 2 abin var kulağını çekecek :P Sen bi gel bak seni ne süprizler bekliyor :)))

Aşşkımmm bebeğim benim... Seninle konuşmak dünyanın en zevkli işi oldu....

Çarşı pazar gezmelerine son verdim. İlk 3 ay bolbolbol dinlenmem ve beslenmeme dikkat etmem gerekiyormuş. Ben de beslenip beslenip yatıyorum. Sisgo annen seni öpüyor ve işlerine geri dönüyor.

Mercimeğim seni çok merak ediyorum. Kontrol için Haziranın ilk haftasını iple çekiyorum.
Aşkla....

21 Mayıs 2009 Perşembe

Sabah nakaratları ve sen...

Günaydın bebeğim,

Az önce, babanın bizim için hazırladığı beslenmeyi yedim. Örgü peyniri, domates, salatalık, kepek ekmeği... Sanırım kalan 8 ay boyunca seni her çeşit peynirle tanıştırıcam:)

Bu yeni işyerimde işler gerçekten yoğun ve stresli. Bu puslu ortamda aklıma her geldiğinde pus kalkıyor, etraf pırıl pırıl oluyor sanki. Nasıl bir umutsun benim için bilemezsin. Artık çalışmak çok daha anlamlı, paranın çok farklı bir anlamı var. Sağlığım herşeyden değerli çünkü benim sağlığım senin sağlığın demek oluyor.

Gazeteleri, tv haberlerini, dizileri takip etmez oldum. Sadece seninle alakalı şeyler okumak istiyorum. Şu günlerde beyin ve sinir sisteminin hızla gelişmeye başladığını öğrendim. Kalp atışların, kol bacak tomurcukların belirmeye başlamış olmalı.

Seninle alakalı herşey beni heyecanlandırıyor.Buraya mümkün olduğu kadar hislerimi yaşadıklarımı aktarmaya çalışacağım. Belki ilerde okur, beni daha iyi anlarsın...

Şimdilik hoşçakal bebeğim...

19 Mayıs 2009 Salı

Seni gördüm bebeğim... Seni tanıdım...

Ve sonunda tanıdık aracılığıyla da olsa, dün akşam iş çıkışı için bir kadın doğum uzmanından randevu aldık. Tek isteğim ultrason monitöründen seni görebilmek ve iyi olduğunu doktorun ağzından bizzat duymaktı.

Vee seni gördüm!!!!!
Henüz 5 haftalıksın mercimeğim...Henüz çok ama çok ufaksın. Seni görür görmez aşık oldum bebeğim. Nasıl bir duygu bu anlayamıyorum. Canımın içinde bir cansın, güçlü, azimli, dayanıklı ve kararlısın... Artık ben de senden dolayı daha güçlü, daha azimli, daha dayanıklı ve daha kararlı olucam...

Bu kötü öksürüklerle seni yoruyorsam affet beni. İnan ben de çok yoruluyorum. Ne zaman geçecek bilmiyorum ama inan bana geçmesi için herşeyi yapıyorum...

Doktor birçok şeyi yasakladı bana...
Çiğ köfte, sigara, ani hareketler, saç boyası, hazır gıda tüketimi ve daha aklıma gelmeyenler...
Senin için hepsine razıyım. Şuan dünyanın hiçbir lezzeti, hiçbir nimeti umrumda değil. Yeter ki sen iyi ol...

Doktordan dönerken Kipaya uğradık. Sana ceviz, badem, bal, organik siyah kuru üzüm, mezgit fleto, 50 çeşit peynir ve faydalı daha birsürü şey aldık.

Baban hep yanımda ikimiz için de çırpınıyor.

Bugün 19 Mayıs, resmi tatil ama mesai yapıyorum. Beslenme çantam yanımda...
Mercimeğim, şimdi biraz süt içelim mi :)


16 Mayıs 2009 Cumartesi

İlk heyecan... Bebeğimin ruhuma ilk dokunuşu...

15 Mayıs yani dün, yani aslında 8 aydır beklediğim meleğimin 2 kırmızı çizgi ile ruhuma ilk dokunuşu...
Aslında çok stresli geçen bir aydı. İş değiştirdim. 4 gündür çalıştığım yeni iş yerinde yoğun iş temposuna ve fazla mesailere alışmaya çalışıyordum.
"Halam(!) stresten gecikmiş olmalı" diye düşünüyor, "hayır canım bu ay olması mümkün değil, ne kadar da tedbirliydik" diye kendimi 4 gündür oyalıyordum. Nihayet dün akşam eve geldim ve yaklaşık 4-5 aydır evde sakladığım gebelik testini yaptım. Anında çift çizgi belirdi. İnanmadım tabii ki. Test eski ya, kesin bozuktu!!!
Hemen eşimi aradım:
"hayatım gelirken bir test al, sanırım hamileyim!!"
Bu şekilde duymaması gerekiyordu belkide:) Ama hala hamile olduğuma ihtimal vermiyordum.
İkinci test de iki koyu kırmızı çizgi çizdi bana...!!!!!!
Paldır küldür yeşil çorap, mavi kot, siyah badi, turuncu yeleğimi üzerime geçirdim. Ne kadar kötü giyindiğimi ancak arabaya binince anladım:) Hamile olup olmadığımı öğrenmek için koluma batırılan iğneyi hissetmedim bile. Sonucun çıkmasını beklemek için yakınlarda oturan arkadaşlarımıza gittik. Eşim test sonucunu geçmek bilmeyen 40 dk sonra aldı. bHCG değeri 1500 idi....:)

Bu ne demekti.... Bu yeni bir hayat demekti bizim için. Yeni sorumluluklar...Belki şuan hissedemediğimiz, eşi benzeri olmayan duygular, hisler demekti. Bu Allah'ın bize lutfuydu...

Şimdi herkes birşey söyliycek, herkes bir yorum yapcak...Hiç birşey umrumda değil. Hamileliğimin bebeğimin her anının tadını çıkarmak istiyorum. Onu doya doya yaşamak istiyorum. Sigarayı dün akşam 20:40 itibariyle bıraktım.

Bebeğim, herşey senin için bundan sonra... Kaç haftalıksın nasılsın bilmiyorum. Doktora gidip seninle ilgili bir haber alabilmek için sabırsızlanıyorum. Ne olur iyi ol...